MAKALE DETAY
İlk Muhacir
Hicret, yani göç, aslında hüzün veren bir hâdisedir. Fakat bu göç Allah rızası için, Hak din İslâmı yaymak ve en iyi şekilde yaşamak için olursa insana müjde gibi gelir.
İslâm tarihinde ilk muhacir (göç eden kimse), Hz. Osman (ra) ve hanımı, Peygamber Efendimizin (asm) kızı Hz. Rukiyye’dir (r.anha).
O sıralar müşriklerin Müslümanlar üzerindeki baskıları günden güne artmaktaydı. İşkenceler, hakàretler dayanılır gibi değildi. Peygamber Efendimiz (asm), Peygamber oluşunun beşinci yılında, inananlara yapılan işkencelerin artması üzerine onları topladı.
“Siz, bâri yeryüzüne dağılın! Yüce Allah, sizi yine toplar!” buyurdu. Resûlullah (asm), sahabelere Habeşistan’a göç etmelerini söyledi. Göç için izin alanlardan 10’u erkek, 5’i kadın olmak üzere 15 kişilik ilk muhacir topluluğu, bir gece gizlice Mekke’den ayrıldı.
Hz. Osman (ra), hanımıyla birlikte, herkesten önce Mekke’den çıkmıştı. Peygamber Efendimiz (asm) bunun üzerine:
“Lût Peygamberden sonra, ailesini yanına alıp Allah yolunda hicret eden ilk insan, Osman’dır!” buyurdu.
Milâdî takvime göre 615 yılının Recep ayında gerçekleşen ilk hicrette, ilk muhacir, Hülefâ-i Râşidin’in üçüncüsü, Zinnûreyn Hz. Osman (ra) ve hanımıdır.
İlk muhacirler, bütün mallarını, mülklerini terk ederek, inançlarını serbestçe yaşayacakları bir ülkeye gitme fedakârlığını göstermişlerdir. Düşünürsek bunun hiç de kolay bir hareket olmadığını hemen anlarız. Çünkü onlar sadece mallarından, topraklarından, komşu ve akrabalarından ayrılmamakta, doğup büyüdükleri memleketlerinden de ayrılmaktadırlar. Üstelik bu yolculuğun ne getireceğini de bilmiyor, sadece Allah’a ve Peygamberine güveniyorlardı.